"Tam bu noktada yıllardır içinde olan bir şeyler yazma isteği belli belirsiz bir yöne evrilmeye başladı. Kanai Bey şunu düşündü: Cinsel arzu denen bu şeyin insan hayatında nasıl bir düzen izleyerek ortaya çıktığını ve bu arzunun insan hayatıyla ne derecede bir bağı olduğunu ele alan araştırma sayısı az olmalıydı."
Shizuka Kanai egzantirik kişiliği ve yaratıcı açıklamalarıyla öğrencileri tarafından sevilen bir felsefe profesörüdür. Alanında pek makale yazmamasına rağmen içinde bir yazma arzusu vardır. Bir gün okuduğu "Felsefeye Giriş" kitabında yer alan "Sanat baştan çıkarıcıdır. Cinsel arzu resimlere heykellere şarkılara ve romanlara dönüşür." cümlesini düşünürken kendi cinsel hayatı hakkında yarı otobiyografik bir yazı yazmaya karar verir. Yazdığı romanda Kanai altı yaşından yirmi yaşına kadar geçen süreçte cinsel arzu ve cinsel yaşamıyla ilgili gelişmeleri anekdotlar hâlinde anlatır.
Modern Japon edebiyatının önde gelen figürlerinden biri olan Ōgai Mori; Yukio Mishima ve Osamu Dazai de dahil birçok yazara ilham kaynağı olmuştur. Yayımlanmasının ardından geçen üç hafta içinde fazlasıyla cinsel öğe bulundurması ve toplum için tehlikeli olması nedenleriyle yasaklanan Vita Sexualis; homoerotizm otoerotizm cinsellik eğitimi ve cinsel arzuların ortaya çıkışı gibi temaları ele alan yarı otobiyografik bir kendini keşif romanıdır.  Yazar Meiji döneminde cinselliğe yönelik ahlaki çatışmaları anlatmakla beraber dönemin yaygın edebî akımı olan natüralizm akımına da göndermelerde bulunur. Vita Sexualis hem yazıldığı dönemin Japonya'sını anlatan önemli bir kaynak hem de Japonya'nın önde gelen yazarlarından birinin iç dünyasına açılan bir kapı görevi görmektedir.