Kimi zamanlar yolda yürürken ansızın durup düşüncelerimizi not ettik. Kimi zamanlar gece yarısı uykudan  uyanıp sessizce telefonu elimize alarak düşüncelerimizi kayda geçirdik. Kimi zamanlar bir dost meclisinde sohbet ederken çaktı şimşekler de sohbete bir fasıla verme zorunluluğu hissettik. Düşüncelerimiz toparlandıkça onları telefonun notlar bölümüne not ettik. Telefona not ettikçe onları bilgisayardaki kadim yerine döşerken bulduk kendimizi. Michel Foucault'un deyimiyle eseri kaleme aldıkça düşünceler ardı sıra akmaya başladı. Bereketli bir düşünce hasadı geçirdiğimize inanıyoruz. Bundan ötürü farklı bakış açımızın devamının geleceğine olan umudumuz tamdır. Yedi yılın sonunda ise bu düşünceler büyüdü büyüdü koca bir çınar oldu, ete kemiğe bürünüp siz değerli okurların elindeki esere dönüştü.
Deneme, düşünce ile dans halinde olmaktan ötürü edebi türlerin şahıdır. Öyle ki bunun bir ilerisi ayrı bir disipline ayrılan felsefe olsa gerek. Bizler ise bir dilekten dolayı değil, kapımızı ısrarla çalan düşüncelerden dolayı bu şahın kapısındaki paspas olmayı bir erdem addettik.