Uzun bir süre kısıtlı devlet yatırımları ve mahalle salonlarıyla karakterize olduğunu söyleyebileceğimiz spor tesislerimiz ülkemizde 2000'li yıllarda gözle görülür şekilde artışa geçen wellness uygulamaları nedeniyle özellikle 2010'dan sonra çarpıcı şekilde büyümüştür. Yalnızca büyükşehirlerdeki kapsamlı ve büyük özel spor ve sağlıklı yaşam merkezleriyle sınırlı kalmayan bu büyüme kamunun (bakanlıklar ve belediyeler) STK'ların zincir spor salonlarının antrenman stüdyolarının ve hatta hastanelerin yatırım ve girişimleriyle çok çeşitlenmiştir. Bu hızlı büyüme her işletmecinin bilmesi gereken çeşitli temel konulardaki rehberler eşliğinde olmamıştır. Yakın zamanda önce lisans düzeyinde eğitim verilmeye başlanan "Rekreasyon Yönetimi" bölümleri daha genel bir yaklaşım içerisinde olup turizm odaklıdır. Oysa gelişmiş Batılı ülkelerde "Rekreasyonel Tesis Yöneticiliği" adı altında müstakil üniversite programları vardır hatta bazı alt dallar için özelleştirilmiş lisans programları bile vardır (örneğin: Fitness Yöneticiliği).
2009 yılından bu yana spor ve sağlıklı yaşam sektöründe çeşitli yönetici pozisyonlarında da yer almış bir sporsever olarak ülkemizde bu alandaki kaynak eksikliğinden ötürü yalnızca antrenör eğitimleriyle sınırlı kalmayarak tesis yönetimi üzerine de pek çok çalışma yapmak durumunda kaldım. Elbette bu çalışmaların önemli bir kısmı uluslararası uygulamaları takip ederek oluşmuşsa da kayda değer miktarda özgün çözümler geliştirdiğimi de düşünüyorum. Bu kitapta sektörde tesis yönetimine ilişkin edindiğim deneyimleri paylaşarak ülkemdeki sağlıklı yaşam sektörüne katkıda bulunmayı umut ediyorum.
Bu kitaptan her seviyedeki girişimci işletmeci yatırımcı ve antrenörün yanı sıra bir sürpriz olarak "müşteriler" de yararlanabilir. Çünkü bu kitabı okuyan bir müşteri işin mutfağı hakkında bilgi sahibi olarak daha bilinçli ve doğru rekreasyonel tesis seçimi yapabilir.
Ülkemizde bu alan hak ettiği ilgiyi görememektedir bu nedenle ben de girişimci ve işletmecilere biraz da olsa rehberlik etmesi umuduyla bu kitabı yazdım. Kitabımın akademik bir iddia ve hedefi yoktur ve bu biçimde de hazırlanmamıştır. Amacım sokaktaki insanın anlayabileceği bir dilde yazılan basit ve etkili bir rehberi muhataplarına sunabilmekti. Dolayısıyla bu kitap tabiri caizse bir "akış" içerisinde ve oldukça kısa bir sürede oluşturulmuş oldu.
Kitabın ilgi görmesi durumunda siz kıymetli okurların da katkısıyla genişletilmiş baskılarla tekrar karşınızda yer almayı temenni ediyor iyi okumalar diliyorum.