Tükendi
Gelince Haber Ver"Bir zaman iki adam cennet gibi güzel bir memlekete gidiyorlar." Baharın en güzel şekilde yaşandığı Anadolu köşelerinden birinde badem ağaçlarının çiçek açtığı bir bahar mevsiminin ilk günlerinde bu satırlarla başladı Risale-i Nur'un macerası. Başlangıçta bir söyleyen vardı sadece bir de yazan. Bir de dağlar. Ve bağlar. "Yaz kardeşim" dedi Müellif. Sonra satırlar sonra sayfalar sonra risaleler birer birer dökülmeye başladı dudaklardan kâğıtlara. Her bir nur risalesi telif edilir edilmez henüz kitap haline gelmeye bile ne imkân ne de fırsat bulamadan mektuplar halinde ışık hızıyla çevre köy ve kasabalara oradan da başka şehirlere yayılıyordu. Bir kelebeğin kokusunu başka bir kelebek kilometrelerce uzaktan alır. Bir bahar sabahı Anadolu'nun kuş uçmaz kervan geçmez bir kasabasında Risale-i Nur'un ilk satırları kâğıda dökülmeye başladığında bazı ruhlar bunu hissetmekte gecikmedi. Risaleler birer birer telif edildi. Her bir risale onu iştiyakla bekleyenler için bir büyük müjde idi. Onu bir okuyan bunun için okumaya doyamıyordu? O kelimeler o cümleler o ifadeler insanları nasıl kendisine pervane ediyordu? Bediüzzaman Said Nursî arkasında sadece Risale-i Nur Külliyatı'nı bırakmadı. Risale-i Nur'un yaşayan eserleri de en az Risaleler kadar muhteşem eserlerdi. Hulusi Bey Hafız Ali Bekir Sabri Efendi Hüsrev Tahiri Ahmet Feyzi Mehmet Feyzi Hasan Feyzi Sıddık Süleyman Çaycı Emin Şamlı Hafız Muhacir Hafız Ahmet Zübeyir Gündüzalp Çalışkanlar Hanedanı Sungur Bayram Abdullah Said Fırıncı Birinci Şükran Müzeyyene Zehra Badıllı gibi bir anda akla geliveren yüzlerce belki binlerce isimli-isimsiz kahraman da işte bu yaşayan eserler arasındaydı.
Barkod | 9786056279997 |
Basım Yılı | 2023 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 16,5 x 24 |
Kağıt Türü | 1. Hm. Kağıt |
Sayfa Sayısı | 768 |
"Bir zaman iki adam cennet gibi güzel bir memlekete gidiyorlar." Baharın en güzel şekilde yaşandığı Anadolu köşelerinden birinde badem ağaçlarının çiçek açtığı bir bahar mevsiminin ilk günlerinde bu satırlarla başladı Risale-i Nur'un macerası. Başlangıçta bir söyleyen vardı sadece bir de yazan. Bir de dağlar. Ve bağlar. "Yaz kardeşim" dedi Müellif. Sonra satırlar sonra sayfalar sonra risaleler birer birer dökülmeye başladı dudaklardan kâğıtlara. Her bir nur risalesi telif edilir edilmez henüz kitap haline gelmeye bile ne imkân ne de fırsat bulamadan mektuplar halinde ışık hızıyla çevre köy ve kasabalara oradan da başka şehirlere yayılıyordu. Bir kelebeğin kokusunu başka bir kelebek kilometrelerce uzaktan alır. Bir bahar sabahı Anadolu'nun kuş uçmaz kervan geçmez bir kasabasında Risale-i Nur'un ilk satırları kâğıda dökülmeye başladığında bazı ruhlar bunu hissetmekte gecikmedi. Risaleler birer birer telif edildi. Her bir risale onu iştiyakla bekleyenler için bir büyük müjde idi. Onu bir okuyan bunun için okumaya doyamıyordu? O kelimeler o cümleler o ifadeler insanları nasıl kendisine pervane ediyordu? Bediüzzaman Said Nursî arkasında sadece Risale-i Nur Külliyatı'nı bırakmadı. Risale-i Nur'un yaşayan eserleri de en az Risaleler kadar muhteşem eserlerdi. Hulusi Bey Hafız Ali Bekir Sabri Efendi Hüsrev Tahiri Ahmet Feyzi Mehmet Feyzi Hasan Feyzi Sıddık Süleyman Çaycı Emin Şamlı Hafız Muhacir Hafız Ahmet Zübeyir Gündüzalp Çalışkanlar Hanedanı Sungur Bayram Abdullah Said Fırıncı Birinci Şükran Müzeyyene Zehra Badıllı gibi bir anda akla geliveren yüzlerce belki binlerce isimli-isimsiz kahraman da işte bu yaşayan eserler arasındaydı.
Barkod | 9786056279997 |
Basım Yılı | 2023 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 16,5 x 24 |
Kağıt Türü | 1. Hm. Kağıt |
Sayfa Sayısı | 768 |