Nübüvvet silsilesi Hz. Muhammed ile (sas) tamamlanmıştır. Allah Resûlü'nün (sas) bıraktığı mirasa sahip çıkan âlimler İslâm'ı farklı dil renk ve kültürlere sahip toplumlara anlatma gayretinde olmuştur. İslâm dinine; ilmî fikrî siyasi askerî vb. alanlarda hizmet eden bu şahsiyetler kutlu mirasın günümüze ulaşmasında ve İslâm medeniyetinin oluşmasında büyük rol oynamıştır. Her birinin hayatı ayrı bir örneklik teşkil eden yaşadıkları asrın öncüleri Peygamber vârisleri olan ve sayısı binleri aşan bu şahsiyetlerin hepsini tanıtmak ne yazık ki mümkün olmadığından bir başlangıç olması niyetiyle aralarından seçilen 100 öncüyü anlatan Nebevî Vârisler Projesi hayata geçirilmiştir. Nebevî Vâris olarak seçilen isimlerden biri de yaşadığımız coğrafyadaki en büyük tasavvuf ekollerinden Nakşibendiliğin kurucusu Bahâeddin Nakşibend'dir. Henüz çocuk denilecek yaşta Emîr Külâl'den aldığı dersler tasavvufî kimliğinin oluşmasında olumlu etki sağlamıştır. Uzun yıllar yanında tasavvufun âdab ve erkânını talim etmenin yanında Üveysî yolla Abdülhâlik-1 Gucdüvânî'nin ruhanî maneviyatından da istifade etmiştir. Müritlik devresini atlattıktan sonra irşad için memleketine dönerek talebelerini etrafında toparlar. Birçok meşayıh ve Allah dostu ile görüşerek çağının sorunlarına çözüm üreten Nebevî vâris olma vasfını hep korumuştur. Vefatıyla öğrencileri ve tasavvuf silsileri sayesinde Nakşibendilik özellikle Türkçe ve Farsça'nın yoğun kullanıldığı coğrafyalara yayılarak artık günümüzde binlerce müntesibi bulunan bir tasavvuf okulu olmuştur.