Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Bize Ulaşın
×
Dikkat!

Teslimat bölgelerinde kargonuzu kendiniz gidip almalısınız. Sitenin altında teslimat noktaları mevcuttur.

Okuyucu hizmetleri - Bizimle iletişime geçin Bir mesaj gönder

Siparişiniz ile ilgili bir açıklama yazmak isterseniz, lütfen aşağıdaki alanı kullanın:

Sec Code
İslam'ı Yok Etmeyi Hedefleyen Modern Misyonerlik Dinlerarası Diyalog
%35 
250,00 TL
162,50 TL

İslam'ı Yok Etmeyi Hedefleyen Modern Misyonerlik Dinlerarası Diyalog

İslam'ı Yok Etmeyi Hedefleyen Modern Misyonerlik Dinlerarası Diyalog

%35 
250,00 TL
162,50 TL
Haziran Sonuna Kadar +%10 Ek İndirimli Fiyat! 146,25 TL
%35 
250,00 TL
162,50 TL
Ek İndirimli Fiyat 146,25 TL

Tükendi

Gelince Haber Ver
Genellikle 5-7 gün içinde kargoya verilir.
Bu ürün stoklu değildir. Üreticiden istenir ve bize ulaştıktan sonra kargoya verilir. Kargoya verme süresi tatil günlerini kapsamaz.
Kitap Açıklaması

Bu çalışmamızla; iki cihan saadetimizin teminatı olan Yüce İslâm'ı önce tahrif sonra da imha etmeyi hedefleyen şeytanî bir planı zamanımızın -belki de bütün zamanların- en büyük en sinsi ve en menfur fitnesini teşhir etmek; İslâm dünyasında bu fitneyle açılan gediğin ne vahim boyutlara ulaştığına dikkat çekmek istedik. 

Dinlerarası diyalogun manasını mâhiyetini nasıl ve hangi maksatla ortaya çıktığını anlayabilmek için her şeyden önce İslâm'ın Ehl-i Kitab'a (Yahudi ve Hıristiyanlara) bakışını Ehl-i Kitab'ın da İslâm'a ve Müslümanlara bakışını bilmek gerekir.
Bilindiği üzere İslâm vahiy kaynaklı tek hak dindir. Kur'ânî bir tâbir olan "Ehl-i Kitab" yani "Kitap ehli olmak" konuya vâkıf olmayan bazı kimselerin zihninde olumlu bir çağrışım yapsa da; bu tâbir "hak olan kitaplarını kendi elleriyle tahrif edip bozan böylece bâtıla küfre ve şirke düşenler" olarak anlaşılmalıdır.
Evet Yahudi ve Hıristiyanlar hak olan kitaplarını tahrif edip bozdukları bu kitaplardan hoşlarına gitmeyen Allah kelâmını çıkarıp yerine menfaatleri doğrultusunda kendi sözlerini koydukları; fâni varlıklara -Hz. İsa'ya Hz. Üzeyr'e haham rahip ve papazlarına- ilâhlık vasfı atfettikleri için şirk ve küfürdedirler. (Bk. Tevbe: 30 - 32 Mâide: 72 - 73) 
Ehl-i Kitab hakkındaki âyetlerden bazıları meâlen şöyledir:
"Ey Kitap Ehli! Niçin hakkı bâtılla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?" (Âl-i İmran: 71)
"De ki: Ey Kitap Ehli! (Gerçeği) görüp bildiğiniz hâlde niçin Allah'ın yolunu eğri ve çelişkili göstermeğe yeltenerek inananları Allah'ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir." (Âl-i İmran: 99)
"Ey iman edenler! Kendilerine Kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar." (Âl-i İmran: 100)

Ehl-i Kitab'ın Müslümanlara karşı beslediği ve Kur'ân-ı Kerîm'in haber verdiği bu kin ve husûmet tarihte okuduğumuz haçlı seferlerine sebep olmuştur. 
Hıristiyanlar buna ilave olarak kendi bâtıl dinlerini yaymaya ve İslâm'ı etkisiz hale getirmeye yönelik birtakım gizli çalışmalar da yürütmüşlerdir ki buna bilindiği gibi "misyonerlik faaliyetleri" denir. 

İşte dinlerarası diyalog da Katolik Hıristiyanlığın merkezi Vatikan'da 1962- 65 yılları arasında II. Vatikan Konsilinde 800 Kardinal'in katılımıyla hazırlanmış İslâm'ı tahrif tahrip ve hatta imha etmeyi hedefleyen modern bir misyonerlik faaliyetidir.

Dinlerarası diyalogun bir görünen / vitrine konan bir de görünmeyen / tezgâh arkasında saklanan yönü vardır.
Vitrine konanlar "medenî ilişkiler geliştirerek uzlaşıya varmak savaşlara son vermek dünya barışını sağlamak" gibi herkesin bildiği içi boş teranelerdir.

Görünmeyen arka planda tutulan ama projenin varlık sebebi olan gaye ise Mesih misyonunu yaymak yani Hıristiyanlığı dünya dini haline getirmektir.
Mesela II. Paul'un 1991 yılında ilan ettiği Redemptoris Missio (Kurtarıcı Misyon) isimli genelgede aynen şöyle denmektedir:

"Dinlerarası diyalog Kilise'nin bütün insanları Kilise'ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır... Bu misyon aslında Mesih'i ve İncil'i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir."

Su götürmez bir gerçektir ki Hıristiyan dünyası Hıristiyanlığı "dünya dini" haline getirmek kendine rakip gördüğü İslâm'ı da "tek hak din" olma özelliğini ortadan kaldırıp inkültürasyon yoluyla tahrife uğratmak böylece Müslümanları imha etmek istemektedir. Dinlerarası diyalog bunun bir vasıtasıdır.

Dinlerarası diyalogun olmazsa olmaz şartlarına; süreç içinde en çok gündem edilip en fazla icraata dökülen şu hezeyanlarına bir bakalım: 

Dinlerin eşitliği hiçbir dinin bir diğerine üstünlük taslamaması / sadece kendinin hak olduğunu iddia etmemesi ortak noktalarda buluşma ortak mabedler inşa etme ortak ritüeller geliştirme... 

Sorarız: Bunlara evet diyen bir Müslümanda din iman kalır mı?
Burası durup düşünmenin ve acı gerçekle yüzleşmenin şart olduğu bir noktadır. Gayesi ve kabulleri anlattığımız gibi olan bir projede Müslüman olduğunu söyleyen biri acaba hangi "makul" izahla yer / görev alabilir?
Doğrusu böyle bir projede yer /görev alabilmek için ya dinini hiç bilmemek akâidinden hiç haberi olmamak İslâm tarihine ve dünya siyâsetine dair zerre kadar vukûfiyet taşımamak veyahut da bu projede bile isteye yer alıp oryantalistlerle işbirliği yapacak kadar itikâdı bozuk yani "münafık" olmak gerekir. Normal akıl üçüncü bir şıkkı düşünemez.

Hangi sebeple olursa olsun -ister cehâletten ister gaflet ve dalâletten- hepsinin de neticesi dünyada zillet âhirette bedbahtlık ve ebedî felâketle karşı karşıya kalmaktır. 
Üzülerek söylüyoruz ki dinlerarası diyalogu Türkiye'de palazlandıran FETÖ'nün devre dışı kalmasının üstünden bunca sene geçmiş olmasına rağmen ülkemizdeki diyalog faaliyetleri hâlâ bitmiş değildir. 

Bitmek şöyle dursun; camilerimize varıncaya kadar kök budak salmıştır. Ayasofya ve Kariye Camileri bunun en hazin örnekleri olarak önümüzdedir. Bu camilerdeki tevhid ve ihlâs havasını bozan şirk unsurlarına dokunulmayışının arkasında yatan sebep dinlerarası diyalog zihniyetidir. 
Hâlbuki bu proje millî kimliğimizi birlik ve beraberliğimizi geçmişten getirdiğimiz millî idealimizi ve hatta vatan topraklarımızı hedef almakta; bizi "tarihe karışma" "tarih olup gitme" tehdidiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Dinlerarası diyaloga karşı siyâsî hukukî idârî ve hepsinden önemlisi eğitim merkezli tedbirler alınması bu sebeple de şarttır elzemdir. 

Uhrevî boyut ise elbette ki dünyevî boyutla mukayese edilemeyecek kadar büyük ve vahimdir. Bu projeye kapılanlar âhirette asla hesap veremezler ve tevbe etmedikleri takdirde ebedî azaba duçar olurlar.
İşte bu kitabımız zamanımızın en büyük fitnesi ve bir küfür projesi olan dinlerarası diyalogun manasına mâhiyetine nasıl tatbik edildiğine ve maddî manevî tehlikelerine dikkat çeken yazılardan oluşmaktadır.
Ali Değermenci

Kitap Özellikleri''''''''
Barkod9786055644963
Basım Yılı2025
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat13,5 x 21
Kağıt TürüKitap Kağıdı
Sayfa Sayısı280
favorilerime ekle
Kitap Açıklaması

Bu çalışmamızla; iki cihan saadetimizin teminatı olan Yüce İslâm'ı önce tahrif sonra da imha etmeyi hedefleyen şeytanî bir planı zamanımızın -belki de bütün zamanların- en büyük en sinsi ve en menfur fitnesini teşhir etmek; İslâm dünyasında bu fitneyle açılan gediğin ne vahim boyutlara ulaştığına dikkat çekmek istedik. 

Dinlerarası diyalogun manasını mâhiyetini nasıl ve hangi maksatla ortaya çıktığını anlayabilmek için her şeyden önce İslâm'ın Ehl-i Kitab'a (Yahudi ve Hıristiyanlara) bakışını Ehl-i Kitab'ın da İslâm'a ve Müslümanlara bakışını bilmek gerekir.
Bilindiği üzere İslâm vahiy kaynaklı tek hak dindir. Kur'ânî bir tâbir olan "Ehl-i Kitab" yani "Kitap ehli olmak" konuya vâkıf olmayan bazı kimselerin zihninde olumlu bir çağrışım yapsa da; bu tâbir "hak olan kitaplarını kendi elleriyle tahrif edip bozan böylece bâtıla küfre ve şirke düşenler" olarak anlaşılmalıdır.
Evet Yahudi ve Hıristiyanlar hak olan kitaplarını tahrif edip bozdukları bu kitaplardan hoşlarına gitmeyen Allah kelâmını çıkarıp yerine menfaatleri doğrultusunda kendi sözlerini koydukları; fâni varlıklara -Hz. İsa'ya Hz. Üzeyr'e haham rahip ve papazlarına- ilâhlık vasfı atfettikleri için şirk ve küfürdedirler. (Bk. Tevbe: 30 - 32 Mâide: 72 - 73) 
Ehl-i Kitab hakkındaki âyetlerden bazıları meâlen şöyledir:
"Ey Kitap Ehli! Niçin hakkı bâtılla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?" (Âl-i İmran: 71)
"De ki: Ey Kitap Ehli! (Gerçeği) görüp bildiğiniz hâlde niçin Allah'ın yolunu eğri ve çelişkili göstermeğe yeltenerek inananları Allah'ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir." (Âl-i İmran: 99)
"Ey iman edenler! Kendilerine Kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar." (Âl-i İmran: 100)

Ehl-i Kitab'ın Müslümanlara karşı beslediği ve Kur'ân-ı Kerîm'in haber verdiği bu kin ve husûmet tarihte okuduğumuz haçlı seferlerine sebep olmuştur. 
Hıristiyanlar buna ilave olarak kendi bâtıl dinlerini yaymaya ve İslâm'ı etkisiz hale getirmeye yönelik birtakım gizli çalışmalar da yürütmüşlerdir ki buna bilindiği gibi "misyonerlik faaliyetleri" denir. 

İşte dinlerarası diyalog da Katolik Hıristiyanlığın merkezi Vatikan'da 1962- 65 yılları arasında II. Vatikan Konsilinde 800 Kardinal'in katılımıyla hazırlanmış İslâm'ı tahrif tahrip ve hatta imha etmeyi hedefleyen modern bir misyonerlik faaliyetidir.

Dinlerarası diyalogun bir görünen / vitrine konan bir de görünmeyen / tezgâh arkasında saklanan yönü vardır.
Vitrine konanlar "medenî ilişkiler geliştirerek uzlaşıya varmak savaşlara son vermek dünya barışını sağlamak" gibi herkesin bildiği içi boş teranelerdir.

Görünmeyen arka planda tutulan ama projenin varlık sebebi olan gaye ise Mesih misyonunu yaymak yani Hıristiyanlığı dünya dini haline getirmektir.
Mesela II. Paul'un 1991 yılında ilan ettiği Redemptoris Missio (Kurtarıcı Misyon) isimli genelgede aynen şöyle denmektedir:

"Dinlerarası diyalog Kilise'nin bütün insanları Kilise'ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır... Bu misyon aslında Mesih'i ve İncil'i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir."

Su götürmez bir gerçektir ki Hıristiyan dünyası Hıristiyanlığı "dünya dini" haline getirmek kendine rakip gördüğü İslâm'ı da "tek hak din" olma özelliğini ortadan kaldırıp inkültürasyon yoluyla tahrife uğratmak böylece Müslümanları imha etmek istemektedir. Dinlerarası diyalog bunun bir vasıtasıdır.

Dinlerarası diyalogun olmazsa olmaz şartlarına; süreç içinde en çok gündem edilip en fazla icraata dökülen şu hezeyanlarına bir bakalım: 

Dinlerin eşitliği hiçbir dinin bir diğerine üstünlük taslamaması / sadece kendinin hak olduğunu iddia etmemesi ortak noktalarda buluşma ortak mabedler inşa etme ortak ritüeller geliştirme... 

Sorarız: Bunlara evet diyen bir Müslümanda din iman kalır mı?
Burası durup düşünmenin ve acı gerçekle yüzleşmenin şart olduğu bir noktadır. Gayesi ve kabulleri anlattığımız gibi olan bir projede Müslüman olduğunu söyleyen biri acaba hangi "makul" izahla yer / görev alabilir?
Doğrusu böyle bir projede yer /görev alabilmek için ya dinini hiç bilmemek akâidinden hiç haberi olmamak İslâm tarihine ve dünya siyâsetine dair zerre kadar vukûfiyet taşımamak veyahut da bu projede bile isteye yer alıp oryantalistlerle işbirliği yapacak kadar itikâdı bozuk yani "münafık" olmak gerekir. Normal akıl üçüncü bir şıkkı düşünemez.

Hangi sebeple olursa olsun -ister cehâletten ister gaflet ve dalâletten- hepsinin de neticesi dünyada zillet âhirette bedbahtlık ve ebedî felâketle karşı karşıya kalmaktır. 
Üzülerek söylüyoruz ki dinlerarası diyalogu Türkiye'de palazlandıran FETÖ'nün devre dışı kalmasının üstünden bunca sene geçmiş olmasına rağmen ülkemizdeki diyalog faaliyetleri hâlâ bitmiş değildir. 

Bitmek şöyle dursun; camilerimize varıncaya kadar kök budak salmıştır. Ayasofya ve Kariye Camileri bunun en hazin örnekleri olarak önümüzdedir. Bu camilerdeki tevhid ve ihlâs havasını bozan şirk unsurlarına dokunulmayışının arkasında yatan sebep dinlerarası diyalog zihniyetidir. 
Hâlbuki bu proje millî kimliğimizi birlik ve beraberliğimizi geçmişten getirdiğimiz millî idealimizi ve hatta vatan topraklarımızı hedef almakta; bizi "tarihe karışma" "tarih olup gitme" tehdidiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Dinlerarası diyaloga karşı siyâsî hukukî idârî ve hepsinden önemlisi eğitim merkezli tedbirler alınması bu sebeple de şarttır elzemdir. 

Uhrevî boyut ise elbette ki dünyevî boyutla mukayese edilemeyecek kadar büyük ve vahimdir. Bu projeye kapılanlar âhirette asla hesap veremezler ve tevbe etmedikleri takdirde ebedî azaba duçar olurlar.
İşte bu kitabımız zamanımızın en büyük fitnesi ve bir küfür projesi olan dinlerarası diyalogun manasına mâhiyetine nasıl tatbik edildiğine ve maddî manevî tehlikelerine dikkat çeken yazılardan oluşmaktadır.
Ali Değermenci

Kitap Özellikleri''''''''
Barkod9786055644963
Basım Yılı2025
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat13,5 x 21
Kağıt TürüKitap Kağıdı
Sayfa Sayısı280
Çok Satanlarda Kampanya
Kitabu Afatil Lisan Dilin Afetleri Dil Belası
%50
160,00 TL
80,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Riyazüs Salihin (8 Cilt Takım)
%29
6.250,00 TL
4.437,50 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Yaşamak
%50
200,00 TL
100,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Dirilt Kalbini
%34
240,00 TL
158,40 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Galip Bergusi Seti 3 Kitap
%34
760,00 TL
501,60 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Zamanın Kıymeti (Pratik Baskı)
%25
168,00 TL
126,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Algı Yönetimi ve Manipülasyon
%38
380,00 TL
235,60 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Benzer Ürünler
İbadetlerin Hikmetleri
%35
160,00 TL
104,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Fütûhul-Gayb (Gizliden Sesler)
%40
250,00 TL
150,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
İhyau Ulumiddin (4 Cilt - İthal)
%52
3.200,00 TL
1.536,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Kudüs Nasıl Düştü?
%46
400,00 TL
216,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Siyer
%18
285,00 TL
233,70 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Kitabu Afatil Lisan Dilin Afetleri Dil Belası
%50
160,00 TL
80,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Elmalılı Hamdi Yazır ile Kur’an Sohbetleri
%34
285,00 TL
188,10 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
İhyau Ulumid Din (4 Cilt - Şamua)
%52
4.000,00 TL
1.920,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.