Teslimat bölgelerinde kargonuzu kendiniz gidip almalısınız. Sitenin altında teslimat noktaları mevcuttur.
Siparişiniz ile ilgili bir açıklama yazmak isterseniz, lütfen aşağıdaki alanı kullanın:
Tükendi
Gelince Haber VerAli bin Ebu Talib (a.s) şöyle demiştir:
"Vallahi, sizin dünyanızdan altın biriktirmedim, ganimetlerden bir pay ayırmadım ve eskimiş elbiselerime yama yapmak için yedek bir kumaş hazırlamadım. Dileseydim, arı duru balın yolunu bulur, saf buğday unundan yapılmış ekmekleri ve ipek kumaşları seçerdim. Ama nefsimin arzularına teslim olup aç gözlülüğümün beni en seçkin yiyeceklere sürüklemesi mümkün değildir. Hicaz'da veya Yemame'de birinin bir lokmaya bile erişemediğini, karnını doyuramadığını bilirken ben tok bir halde nasıl uyuyabilirim? Halk, dertleriyle boğuşurken, onların katlandığı meşakkatlere katlanmadan yalnızca bana 'Müminlerin Emiri' denilmesine razı mı olayım?"
Ali (a.s) Ahvaz'daki valisine yazdığı bir mektupta şöyle demiştir:
"Vallahi, Müslümanların ganimetinden az ya da çok bir şey çaldığını bana haber verirlerse, sana öyle bir darbe vururum ki seni az bir birikimle, ağır bir yükle ve küçülmüş bir durumda bırakırım."
Öte yandan, Muaviye bin Ebu Süfyan ise şöyle demiştir:
"Ben, Allah'ın yeryüzündeki halifesiyim! Allah'ın malından ne alırsam o benimdir, neyi bırakırsam o da bana helaldir."
Muaviye, oğlu Yezid ve Mervan bin Hakem gibi Emeviler, saltanatlarını güçlendirmek ve mülklerini genişletmek için halkın mallarını taraftarlarına yağmalatır, muhaliflerin boyunlarını vururlardı. Onların kimi "bal ile karıştırılmış zehir" askerlerine sahipken, kimisi yalnızca saf zehirle yetinir!
Barkod | 9786059080729 |
Basım Yılı | 2025 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 343 |
Ali bin Ebu Talib (a.s) şöyle demiştir:
"Vallahi, sizin dünyanızdan altın biriktirmedim, ganimetlerden bir pay ayırmadım ve eskimiş elbiselerime yama yapmak için yedek bir kumaş hazırlamadım. Dileseydim, arı duru balın yolunu bulur, saf buğday unundan yapılmış ekmekleri ve ipek kumaşları seçerdim. Ama nefsimin arzularına teslim olup aç gözlülüğümün beni en seçkin yiyeceklere sürüklemesi mümkün değildir. Hicaz'da veya Yemame'de birinin bir lokmaya bile erişemediğini, karnını doyuramadığını bilirken ben tok bir halde nasıl uyuyabilirim? Halk, dertleriyle boğuşurken, onların katlandığı meşakkatlere katlanmadan yalnızca bana 'Müminlerin Emiri' denilmesine razı mı olayım?"
Ali (a.s) Ahvaz'daki valisine yazdığı bir mektupta şöyle demiştir:
"Vallahi, Müslümanların ganimetinden az ya da çok bir şey çaldığını bana haber verirlerse, sana öyle bir darbe vururum ki seni az bir birikimle, ağır bir yükle ve küçülmüş bir durumda bırakırım."
Öte yandan, Muaviye bin Ebu Süfyan ise şöyle demiştir:
"Ben, Allah'ın yeryüzündeki halifesiyim! Allah'ın malından ne alırsam o benimdir, neyi bırakırsam o da bana helaldir."
Muaviye, oğlu Yezid ve Mervan bin Hakem gibi Emeviler, saltanatlarını güçlendirmek ve mülklerini genişletmek için halkın mallarını taraftarlarına yağmalatır, muhaliflerin boyunlarını vururlardı. Onların kimi "bal ile karıştırılmış zehir" askerlerine sahipken, kimisi yalnızca saf zehirle yetinir!
Barkod | 9786059080729 |
Basım Yılı | 2025 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 343 |