Günümüzde akıllı telefonlar hayatımızın her alanı bakımından olmazsa olmaz bir niteliğe bürünmüştür. Bunun bir sonucu olarak dijital platformlarla mobil uygulamalar birçok sektörde etkin hale gelerek mal ve hizmetlerin tüketiciye sunulana kadar kat ettikleri aşamaların değişim geçirmesine sebebiyet vermiştir. Bu durum, mevcut düzenlemelerin genel itibarıyla geleneksel iş modelleri dikkate alınarak hükme bağlanması sebebiyle, hukukumuzda birtakım gri alanların oluşmasına ve bu düzenlemelerin ilgili bütün iş modellerini kapsama noktasında yetersiz kalmasına yol açmıştır. Bu itibarla, her türlü mevzuata aykırılığın kategorik olarak aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği şeklinde bir ön kabulün benimsenmesi, özellikle piyasanın hızlı bir devinim içinde olduğu dijital çağda rekabetin istenmeyen ölçüde kısıtlanması ihtimalini barındırmaktadır. Bir haksız rekabet hali olarak iş şartlarına uymamanın, haksız rekabetin temel amaç ve ilkeleri ile koruduğu menfaatlerin hilafına rekabetin sınırlanmasında araç haline gelmemesi adına, iş şartlarına uymamanın nitelik, kapsam ve koşullarının belirli ilke ve esaslar çerçevesinde sistematik olarak ele alınması günümüzde daha da önem arz etmektedir.