Annelerinden miras kalan yazgıları kırmaya çalışan üç genç kadının, hayatlarında özgürlük, dostluk ve aşk arayışlarıyla harmanlanmış mücadelesi. Bağımsızlığını kazanmak adına çıktığı dairenin kirasını ödeyebilmek için yaşlı ve huysuz bir patronun yanında çalışan bir avukat. Kalbindeki engebelerle, maddi zorluklarla ve annesiyle çatışırken bir yandan hiç tatmadığı bir aşka özlem duyuyor. İyi eğitimli, zeki, uçarı, üst düzey bir proje yöneticisi. Sık sık değiştirdiği sevgililerini telefon rehberine meslekleriyle kaydetmeyi seviyor. Hastanede çalışan bir psikolog. Tek bir erkeğe bağlanma eğiliminde. Kimi rüzgâr gibi dalgalı, kimi bir kaya gibi durgun. Kahramanlarının hikâyeleri etrafında maharetle dokunan Dilek Kıyısı, okuru küçük küçük anlatılardan kadın özgürlüğü, sınıfsal çatışmalar, cinsiyet eşitsizliği, büyüme sancıları gibi büyük anlatılara getirip götürüyor.

Anlatılan olağanüstü kahramanların değil, olağanüstü hislerle dolu sıradan kadınların iç içe örülü hikâyesidir. Zamanın acımasızca aktığı hayatların kıyısındaki dilek ağacının toprağına bir köpek gömülür. Hüzünle harelenmiş ağacın gökyüzüne uzanan dallarına kadınların yazmaları bağlanırken dilekler fısıldanır.