Bu kitapta özellikle bilincin doğası ve metafiziksel anlamı üzerine çeşitli yaklaşımlar incelendi ve bu iki alan arasındaki etkileşimler ele alındı. Bilinç kavramı bağlamında klasik metafizik tasavvurun günümüze olan etkilerini ve başka bir metafiziğin mümkün olup olmadığı problemi değerlendirildi. Bu bağlamda ileri sürmeye çalışılan temel mesele bilincin ortaya çıkışının temelinde fiziksel/maddi süreçlerin mi yoksa fizik ötesi/metafizik süreçlerin mi etkili olduğudur. İnsan beyni fiziksel bir organ olarak bilinç üretebilir mi? Yoksa bilinç insan beyninin fiziksel özelliklerinin ötesinde bir cevher midir? Kısaca fiziksel bir organ ile fizik ötesi bir özellik gibi görünen bilinci birbirinden ayrı mı yoksa birbiriyle özdeş mi düşünmeli?
Günümüzde bilinç probleminin açıklanmasında fizikalizm üstünlüğü elinde tutmaktadır. Bilinç konusunda önde gelen birçok araştırmacı dünyanın tamamen fiziksel olduğunu tüm farklılıkların fiziksel farklılıklara dayandığını ileri sürmektir. Bu anlayış nörolojik işleyişin tam bir açıklamasına sahip olmasa bile bilincin sinir sistemindeki fiziksel olayların bir ürünü olduğunu varsaymak için yeterli nedenlere sahip olduğunu düşünmektedir. Bu anlayışta olan bilim insanlarına göre bilinç problemi yalnızca bir sinir sistemi problemi gibi görünmektedir. Ancak bilinç gibi yeni olan bir problem hakkında kesin ve çerçevesi belli cevaplar üretmek doğru ve olanaklı görünmemektedir.